İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi 4 Mart Dünya Cinsel İstismarla Mücadele Gününde Basın Bülteni Yayımladı
4 MART DÜNYA CİNSEL İSTİSMARLA MÜCADELE GÜNÜ
Cinsel şiddet ve istismar bir insan hakkı ihlalidir. Tecavüzün ağır ve sistematik bir insan hakları ihlali ve toplumsal cinsiyete dayalı bir şiddet türü olarak suç sayılması ve kovuşturulması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 31 Ekim 2000’de aldığı 1325 sayılı kararla çatışmalarla bağlantılı Cinsel Şiddetin küresel barış ve güvenlik için bir tehdit
oluşturduğu ilk kez kabul edilmiştir.
• Her 4 kız çocuktan biri ve her 13 erkek çocuktan biri, 18 yaşına gelmeden cinsel istismar veya tecavüzle karşılaşıyor.
• Tecavüze uğrayan kadınların yüzde 54’ü bunu 18 yaşına gelmeden yaşıyor.
• Her 4 saatte bir tecavüz veya tecavüze yeltenme suçu işleniyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı karar çerçevesinde; ülkemizde Cinsel Şiddet Destek Merkezi, Tecavüz Kriz Merkezi yok, oysaki nüfusa göre 312 adet merkez olmalı.
2008-2018 yılları arasını kapsayan Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma sonucuna göre: İncelenen cinsel istismar vakalarında, dava sayısının 2.337’den 14.394’e, mahkûm sayısının ise 1.607’den 13.396’ya çıkarak suçların yaklaşık 7 kat arttığı saptanmıştır.
"Cinsel istismar davalarında mağdurun beyanın esas alınması ilkesi 4. Yargı Paketi ile 14 Temmuz 2021 tarihinde kaldırılarak; cinsel istismar, taciz, kasten öldürme ve işkence gibi katalog suçlarda tutuklama için 'somut delil şartı aranması' hükmü getirilmiştir”. Oysaki cinsel
istismar davalarında tanıkların çoğunlukla olmaması, suçların özel alanda işlenmiş olması, istismara uğrayanı yasalar karşısında ikinci kez mağdur etmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı olarak çıkılmış olması, cinsel istismarı önleme çalışmalarını ve mağdurların haklarının korunmasını engellemiş, istismara uğrayanların büyük bir kısmının adli başvurusu için caydırıcı olmuştur. Bu nedenle birçok vaka, resmi kayıtlara geçememiştir. Ülkemizde tecavüze maruz kalan kadınların büyük kısmı adli başvuru
yapamamaktadır. Açılan cinsel şiddet davalarının yargılanması ise uzun sürmekte ve çok azı hapis cezası ile sonuçlanmaktadır.
Bu bağlamda; kadınlara ve mağdurlara ücretsiz avukat desteği sağlanmalıdır. Bu süreçteki işlemlerin ikincil travmaya yol açmadan, doğru ve hızlı bir şekilde, mağdur yıpratılmadan gerçekleştirilmesi için öncelikle Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri'nin açılması gereklidir. Bu merkezlerin tam teşekküllü hastanelerde ve 112 Acil hizmeti veren acil servisler bünyesinde kadın hastanelerinde kurulması, uzman ve özel eğitimli kişilerce, bu hizmetleri tek merkezden, koordineli bir biçimde verilmelidir. Cinsel şiddet mağdurlarının, mağduriyetlerin önlenmesi amaçlı tüm kurumları göreve davet ediyor, İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak bu
aşamaların takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna bildiriyoruz.
